Notes

Bilgisayarın Tarihçesi
• M.Ö. 30.000 Paleolitik insanlar sayıları kullanmıştır
• M.Ö. 2600 Çinliler hesap makinesinin atası abaküsü icat etti
• 1500 Leonardo da Vinci tarafından geliştirilen mekanik hesap makinesi
• 1622 William Oughtred tarafından icat edilen icat edilen sürgülü hesap cetveli
• 1642 Blaise Pascal tarafından icat edilen mekanik hesap makinesi Pascaline
• 1822 Carles Babbage tarafından icat edilen Fork Makinesi
• 1890 Herman Hollerith tarafından geliştirilen Elektrikli Tablolama Makinesi
• 1904 John Ambrose Fleming tarafından vakum tüpünün icadı
• 1926 İlk yarıiletken transistörün patenti alındı
• 1936 Kenrad Zuse tarafından ilk dijital, programlanabilir hesap makinesinin icadı
• 1943-1945 ABD ordusu tarafından geliştirilen ilk elektronik bilgisayar ENIAC
• 1944 Harvard Üniversitesi tarafından IBM delikli kartlarını kullanan MARK 1
• 1948 ENIAC geliştiricisi bilim adamları kontrol edilebilir ilk bilgisayarı UNIVAC’ı geliştirdi
• 1954 İlk seri üretim bilgisayar IBM 650
• 1956 Massachusetts Institute of Technology tarafından üretilen ilk transistörlü bilgisayar
• 1958 Jack Kilby tarafından beş elemanlı ilk tümleşik silikon devrenin üretilmesi
• 1965 Digital Equipment Company tarafından ilk başarılı mini bilgisayar PDP-8
• 1970 Xerox tarafından üretilen bilgisayar
• 1973 CP / M işletim sistemi oluşturuldu
• 1975 İlk kişisel bilgisayar Altair 8800
• 1976 Steve Jobs ve Steve Woznaik tarafından ilk Apple kişisel bilgisayarı üretildi
• 1977 Radio Shock TRS-80 modelini üretti
• 1981 IBM, Intel 16 Bit 8086 işlemciye sahip kişisel bilgisayarı üretti
• 1981 MS-DOS geliştirildi.
• 1984 Apple tarafından fare ve grafik arayüzlü Macintosh bilgisayar geliştirildi
• 1992 Windows 3.x işletim sistemi geliştirildi

İnternetin Tarihçesi
Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı 1969 yılında ARPANET(Advanced Research Projects Agency Network) adında bir bilgisayar ağı kurdu. Bu ağın amacı herhangi bir savaş durumunda hiç kesintiye uğramayacak bir iletişim mekanizması geliştirmekti. Ağın temel çalışma prensibi, herhangi bir düğümün devre dışı kalması durumunda iletişimin diğer düğümler üzerinde sağlanarak ağın çalışmaya devam etmesi üzerine kuruluydu. Başlangıçta sadece dört bilgisayar birbirine bağlıydı.
Daha sonra üniversitelerin de katılımıyla ARPANET dünya çapında bir ağa dönüşerek internet adını aldı. 1983 yılında farklı ağlararası iletişim için TCP/IP (Transmission Control Protocol/Internet Protocol) protokolünün kabul edilmesi ve 1992 yılında www(world wide web, dünya çapında ağ) oluşmasıyla internet bugünkü halini almıştır.
Alan Mathison Turing
Yaşadığı dönemde var olmayan bilgisayarı hayal etmekte kalmamış bu makinelerin aynı zamanda ileride insana benzer bir şekilde düşünebileceğini ve hatta bizi aşabileceğini de öngörerek Yapay Zeka’nın temellerini atmıştır.
Matematik ve Kriptoloji(şifreleme bilimi) üzerine ileri seviyede çalışmalar yapan Turing II. Dünya Savaşı yılları zamanında Amerika’dan İngiltere’ye dönüş yapar. O dönemlerde Naziler savaş stratejilerini kendi içlerinde Enigma adı verilen bir makine ile şifreleyerek iletmektedir.
Enigma, Almanlar tarafından üretilen ve kırılamaz olarak kabul edilen bir şifreleme sisteminin adıdır. Makinenin temel aldığı kodlama sistemi hergün Alman Ordusu tarafından değiştirilmekte ve makinenin kendisi de tamamen rasgele gözüken bir şifreleme mekanizmasına dayanmaktadır.
Daha sonraları İngiliz Ordusunun Savaş İletişim Üssü’nde Alman Deniz Kuvvetleri’ne ait şifreli mesajların kırılması için toplanan kriptoanaliz ekibinin başına getirilir. Şifreleme sisteminin her gün değiştiriliyor olması, hiçbir insan zihninin ya da fiziksel becerilerinin böylesine karmaşık bir kodun bu kadar hızlı, yorulmaksızın ve dikkat dağıtmaksızın çözülmesine izin vermiyordu. Turing, bir insan yerine çözüm işleminin bir makine tarafından yapılabileceğini düşündü. Bombe makinesini yaparak Alman Nazilerin savaş stratejilerini çözdü ve tarihçilerin tahminlerine göre 14 milyon hayatı kurtardı. Bomde, elektromanyetik bir bir şifreleme makinesiydi. Transistöre sahip değildir, çarklar ve dişlilere sahiptir.
Ölümü ise büyük bir haksızlıkla sona ermiştir. Eşcinsellik o yıllarda İngiltere’de yasadışı ve akıl hastalığı olarak dikkate alınmakla birlikte ceza-i yaptırımı da olan bir suç teşkil ediyordu. Bu nedenle cinsel kimliğini saklamak zorunda kaldı. Polise başvurup kendisine şantaj yapıldığı şikayetinde bulundu. Polis, şantajcıları yakaladı ve şantajcılardan birinin Turing’in zamanında ilişki yaşadığı bir erkek arkadaşı olduğu ortaya çıktı. Adam Turing’in eşcinsel olduğunu belirtti ve Turing de bunu kabul etti.
İngiliz hükümeti ona iki seçenek sundu: ya hapse girecekti ya da kimyasal hadım yöntemini tercih edecekti. Turing, kimyasal hadım yöntemini tercih etmek zorunda kalıyor ve bir yıl boyunca östrojen iğneleri alıyor. Aldığı bu hormon iğneleri onda anormallikler çıkartıyor ve bilişsel yeteneğini kaybediyor. 7 Haziran 1954 sabahı yatağında ölü bulunuyor. Polis raporuna göre siyanür enjekte edilmiş bir elmayı yiyerek intihar ediyor. Buna kanıt olarak da yatağın başucunda bulunan ısırılmış elma gösteriliyor.
Apple’in kurucusu Steve Jobs, Alan Turing için: “Bilgisayarı icat eden büyük mucit” derdi. Denilen odur ki Apple şirketinin isminin ve logosunun kaynağı olan Turing’tir. Apple logosunun ilk hali gökkuşağı renklerine sahip ısırılmış bir elmaydı.

Kuantum Bilgisayarlar
Kuantum fiziğinin mekaniklerine göre çalışan bilgisayar anlamına gelir. Kuantum bilgisayarı fikri ilk defa 1959 yılında Feynman, kuantum mekaniklerini bilgisayar teknolojilerinde kullanılabileceğini ve böylece çok yüksek kapasitede hesaplama becerisine sahip süper bilgisayarlar yapılabileceğini belirtti. Günümüzde basit, ilkel ve tam olarak tamamlanmamış olsa da başarılı birkaç kuantum bilgisayarı vardır.
Klasik bilgisayarda bilgisayar işlemcisi milyarlarca transistörden ve nanometrik boyutlarda birimlerden oluşur. Çalışma prensibi bit (binary digit- ikili sistem) adı verilen fonksiyonlardan oluşur. Bu transistörler arasındaki elektron hareketleri bitleri oluşturuyor. Sıfır, transistör kapısı kapalı akım geçmiyor bir ise akım geçiyor demektir. Kuantum bilgisayarında ise qubit adı verilen bir fonksiyon vardır. Qubit’in sonsuzluğu vardır. Sadece sıfır veya bir değerini almaz, aynı anda hem sıfır hem bir veya 1.2 değerini de alabilir. Buna kuantum fiziğinde süper durum denir. Qubitler bir seferde bitlerden daha fazla veri taşıma kapasitesine sahiptir. Kuantum bilgisayarlarında transistörler yoktur. Bunun yerine mikro büyüklüklerde fiber optik hatlar vardır. Qubitler de bu hatlar içinde hareket etmektedirler. Bu nedenle teorik olarak kuantum bilgisayarları, normal bilgisayarlarla kıyaslanamayacak derecede hızlıdır.
Kuantum bilgisayarları belli amaçlara göre tasarlandığı için son kullanıcı için kullanışlı değildir. Çalışabilmesi için ekstrem durumlara ihtiyaç duyar. Yalıtılmış alanlara ihtiyaç duyar, sıvı azot ile soğutulmaktadır. Vakumlanmış alana ihtiyaç duyar, işlem alanının oksijen ile teması engellenir.

Nanoteknoloji
Nano, Yunanca bir kelimedir anlamı ise; küçük, ufak, minik ve cüce demektir. Ayrıca nanometre adı verilen bir ölçü birimi de vardır. 1nm= 10-9m.
Nanoteknoloji kavramı ilk defa 1959 yılında kullanıldı. Richard Feynman Kaltek’te kuantum elektromanyetiği üzerine çalışırken kullanmaya başladı. Elektromanyetiğin geliştirilmesini, atomların da bu sayede bölünüp, parçalanıp atomik seviyede yeni yapılar üretilmesi gerektiğini savundu.
Nanoteknoloji pratik anlamda ilk defa bilgisayar endüstrisinde kullanılmaya başlandı. Bilgisayarlar 20. yüzyılın başlarında geliştirilmişti ve devrim yaratmıştı. İnsanüstü veri işleme gücüne sahip olduğu için askeri, bilimsel ve ticari odaklardan talep görmeye başladı. İlk bilgisayarda transistör işleyişlerini vakumlu transistör olarak kullanılmaya başlandı. Daha fazla veri işleyebilmek için oda büyüklüğündeki bilgisayarları daha fazla büyütmek gerekiyordu. 1950’ler sonu 1960’lar başlarında mikroçip teknolojisi geliştirildi. Eskiden oda büyüklüğündeki transistörler artık 1cm3ten daha küçük bir alana sığdırılabiliyordu. İlk mikroçiplere 1cm3 alana yüz civarı transistör yerleştirilebiliyorken günümüzde aynı alana milyarlarca transistör yerleştirilebiliyor.
Nanoteknoloji kelime anlamı atomların veya moleküllerin şekillerini değiştirebilme, onları tekrar organize edebilme ve onlardan bambaşka biçimler yaratabilme teknolojisidir. Nanoteknoloji tıptan savunma sanayisine, tekstilden havacılık ve uzay teknolojisine kadar büyük bir alanda kullanılıyor.
Son teknolojide üretilen çipler düşük güç tüketimine sahiptir. Bugün son kullanıcıya sunulan ve en küçük nanometri mimarisine sahip işlemci 7nm’lik A12 Bionic’tir.