Notes

Merhaba! :)

Ben opti timin bir üyesi olan Ebrar. Bundan sonra en çok istenen meslek hakkında tanıtım yazısı yazacağım. Bu haftaki tanıtacağım meslek doktorluk olacak. En çok bu alanda talep geldi. Ayrıca ben de doktor olmak istediğim için, sizlere çok güzel bir tanıtım hazırladım :)

Şöyle ki; doktorluk dünyanın her yerinde gerekliliği her zaman şart olan bir meslektir çünkü dünyada hastalık hiç bitmiyor bildiğiniz gibi. Ayrıca ülkemizin ne yazık ki doktor açığı var ve bu nedenle ülkemizde doktor olmak çok zor, ama bir o kadar kolay. Nasıl mı? Hemen açıklayayım; siz bir sınavdan 90 puan alsanız ve bu puanla ilahiyat fakültesine gitmek isteseniz büyük ihtimalle giremezsiniz çünkü ilahiyat fakültesine girmek için daha iyi bir puan almanız gerekir. Fakat doktorluk öyle değil. 90 puan doktorluk için harika bir puandır, sizi hemen işe başlatırlar. Bu kolay kısmı.

Bir de zor olan kısmı var...

Doktorluk demek matematik demektir, fizik, kimya, biyoloji demektir. Doktorluğun temeli sayısala dayanır ve ülkemizde sayısalı becerebilen öğrenci sayısı azınlıkta ki bu sayısalcılar bile sayısalı tam yapamıyor. Nerede kaldı ki sözelciler yapsın. Ayrıca doktorluk için lisede sayısal okuyup tıp fakültesinde okuma şartı aranır.

Eğer matematiği ve fen bilimlerini yapamıyorsanız sakın doktorluk falan düşünmeyin, benden size tavsiye :)

Tıp fakültelerinin puanları ise havalarda, bilmiyorsanız söyleyeyim :) 500 tam puan üzerinden en az dört yüz -ki dört yüz puan bile doktorluk için azdır- puan almanız gerekir. Bu da 120 soruda en az 105-110 doğruya denk gelir. İşte, bu puanı almak epey zor. İşin zor kısmı bu nedenle de burası oluyor. Ayrıca her şey bu puanı almakla da bitmiyor. Gelin bir de işin üniversitelik kısmından bahsedelim:

Tıp fakültesinde sizi 6 yıldan önce mezun etmezler. Ki 6 yıl en az limittir. Hazırlıkla beraber 7,8 ve 9. yıla kadar uzayabilir. Tıp fakültesi okuyorsanız kan görmek sizin için normal bir durum olmalı. Kandan tiksinmemeli, iğrenmemeli, gayet soğukkanlı bir şekilde karşılamalısınız.

Tıp fakültesi okuduğunuzu var sayalım, bu en az 6 yıllık eğitiminizin sonunda “TUS” adını verdiğimiz sınava girersiniz. Bu sınav doktorluk için alan seçimi yapmanızı sağlar. Yani eğer siz bu TUS  sınavını geçerseniz artık ne istiyorsanız (nöroloji, kalp, beyin, diş hekimliği, aile hekimliği vb.) alan seçimi yapabilirsiniz. Eğer bu sınavı geçemezseniz... Korkmayın :) Doktor olamazsınız diye bir şey söz konusu değil. Eğer TUS'u geçemezseniz bir köyün sağlık ocağında veya merkezdeki hastanelerin acil kısmında "pretisyen hekim" olarak işe başlarsınız. Yalnız bilin ki pretisyen hekimliğin maaşı alan seçen doktorlara göre düşüktür.

Biraz da maaşlardan mı bahsetsek? :) Bahsedelim;

Dediğim gibi. Pretisyen hekimliğin maaşı daha düşük alan seçenlere göre. Alan seçimi yapanların maaşı ilk doktor olunduğunda yaklaşık en az 4100 ₺ civarından başlar. Fakat alan seçimi yapanlar belli bir süre sonra uzman doktor lakabını alırlar ve haliyle maaşları da artar. Ayrıca eğer kalp, beyin gibi son derece önemli ameliyatlara giriyorsanız kazandığınız para fazla miktarda olur. Ameliyata girdiniz diyelim, size ameliyatın zorluğuna göre 10.000'den başlayıp 80.000'lere varacak kadar para verirler. Elbette bu parayı devlet karşılar, hastalar değil. :)

Anlayacağınız üzere doktor olmak için soğukkanlı olmanız gerekir. Ha, matematik ve fen bilimlerini es geçemeyiz tabii ki. Bu dersleri yapmanız şart. Ayrıca size birisinden bahsedeceğim. Kendisi çok sevdiğim ve örnek aldığım birisidir: Aziz Sancar. Onun hayatını buraya dökemem ama özet geçebilirim :)

Mardin'in bir ilçesinde 8 çocuklu bir ailenin 7.çocuğu olarak dünyaya gelmiş çok kıymetli bir vatanseverdir. Liseyi birincilikle tamamlamış ve kazandığı bursla yurt dışına gitmiştir. Sonrasında orada yuvasını kurmuş, ardından DNA onarımı hakkında yaptığı çalışmalarla Nobel ödülü kazanarak Türkiye'yi gururlandıran 3. Türk olmuştur. Kendisi eğitim süresince çok sıkıntı çektiği için evinin bir bölümünde çocuklara yurt gibi kalma imkanı sağlamaktadır. Evet, maddi durumu çok iyidir anlayacağınız üzere. Aziz Sancar'a "Nasıl tanınmak istersiniz?" diye sorulduğunda şu yanıtı verir: “Ben para, mal, mülkle tanınmak istemem. Vatanı için çok ama çok çalışmış, insanlığa katkıda bulunmuş Türk bir vatansever demenizi isterim. Öğrenciler! Çok çalışın. Ben öğrenciyken günde 18 saat çalışırdım. Laboratuvarda geçirdiğim gecelerim var. Çoğu insan zekaya inanır, ben inanmıyorum. Bizi birbirimizden ayıran emektir, ben çalışmaya inanıyorum.”

Bu haftalık meslek tanıtımımız bu kadar. Herkese iyi günler. Umarım bu tanıtım size bilgi sağlamıştır. :)