Notes

1- TKİ'nin asıl işveren olduğunun sözleşmesini tespit etmişler. TKİ yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunuyorlar
2-Başbakanlık Genelgesinden işçilerin MEB onaylı kurs görmeleri gerektiğini tespit etmişler. Ama işçilerin hiçbirinin bu belgesi yok. Ne idiüğü belirsiz kurs belgeleri var. Suç duyurusunun ekinde bunları mahkemeye sunmuşlar. Bu suç ve buradan ALP Gürkan hakkında suç duyurusu..
3- Alp Gürkan hakkında ayrıca kamu davası talebi.
4- Enerji bakanlığı yetkileleri ve kamu görevlileri hakkında dava talebi
5- 83 maddeden yargılanmalı diyorlar.
6- Bu suç duyurusu davanın seyrini tamamen değiştirmeli

İŞTE MANİSA BAROSUNUN SUÇ DUYURUSUNUN TAM METNİ
SOMA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
Dosya No:2014 / 1567 Soruşturma.
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNAN : Manisa Baro Başkanlığı,
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULANLAR : Sorumlu ilgililer.
KONUSU : Maden kazası öncesi denetim görevlerinin tespiti ile haklarında kamu davası açılması talebidir.
13 Mayıs 2013 tarihinde;İlimiz Soma İlçesi-Eynez Karanlıkdere Mevkiinde bulunan Türkiye Kömür İşletmeleri(TKİ) Genel Müdürlüğü’ne ait olup, rödavans sistemi ile Soma Kömürleri A.Ş. isimli özel bir şirket tarafından işletilen kömür madeninde meydana gelen facia neticesinde, resmi açıklamalara göre maalesef 301 Madencimiz şehit olmuş,çok sayıda madencimiz de yaralanmıştır.
Savcılığınızın 18.5.2014 tarih 2014/1567 sayısı ile başlatılan soruşturmada BİLİRKİŞİLERCE mahallinde yapılan inceleme sonucu verilen ÖN RAPORA göre söz konusu olayın maden içinde meydana gelen yangının hava akımı-kömür tozu karışımı ile oluşan yoğun KARBONMANOKSİT gazı zehirlenmesi neticesi oluştuğu Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığımızın yaptığı basın açıklaması ile ulusumuzun bilgilerine sunulmuştur. İş bu raporun doğruluk derecesi ile ilgili tüm beyan ve itirazlar doğal olarak saklıdır.
Soma Cumhuriyet Savcılığınca başlatılan soruşturma neticesinde,Başsavcılıkca yapılan açıklamaya göre bu güne kadar Haklarında tutuklama kararı verilmesi talebiyle Soma Sulh Ceza Mahkemesine toplam 25 şüphelinin sevk olunduğunu, sorgusu yapılan şüphelilerden toplam 8 kişi hakkında tutuklama kararı verildiğini, 8 kişinin serbest bırakıldığını, 9 şüphelinin adli kontrol altına alınarak serbest bırakıldığını, 11 şüphelinin Mahkemeye sevkedilmeksizin Savcılık tarafından serbest bırakıldığını, şüpheli olduğu tespit edilen 3 kişinin ise olay sırasında vefat ettiğini öğrenmiş bulunmaktayız.
Ancak 1.maddede belirttiğimiz üzere söz konusu kazanın meydana geldiği Maden TKİ'ne ait bir maden olup,Soma Kömürleri A.Ş.;TKİ'ye ait maden arama ruhsatı ile kazanın meydana geldiği madende maden çıkartmaktadır. TKİ ile Soma A.Ş. Arasında hizmet alım sözleşemesi mevcut bulunup, Soma A.Ş. İş bu madende hizmet alımı kapsamında maden işçisi çalıştırmaktadır. Bu işlemin doğal sonucu olarak TKİ Asıl işveren,Soma A.Ş. İse alt işveren vasfına haiz bulunup,yapılacak soruşturmada,TKİ'nin yetkilileri hakkında da asıl işveren sıfatı ile işlem yapılmasını ve kusuru ve ihmali bulunan TKİ yönetici ve sorumluları hakkında gereğinin yapılmasını talep ediyoruz.
a)4857 Sayılı İş Kanunu Madde 2
Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisi denir. İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir.
İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır.İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür.
Bu Kanunun uygulanması bakımından;a) İşyerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinde görev yapmak üzere Bakanlıkça belgelendirilmiş hekimler, işyeri hekimini; mühendis, mimar ve teknik elemanlar ise iş güvenliği uzmanını,
b) İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini vermek üzere, gerekli donanım ve personele sahip olan Bakanlıkça yetkilendirilen kamu kurum ve kuruluşları ile Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre faaliyet gösteren şirketlerce kurulan ve işletilen müesseseler ortak sağlık ve güvenlik birimini,
c) İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinde görev yapacak işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının eğitimlerini vermek üzere Bakanlıkça yetkilendirilen kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler ve Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre faaliyet gösteren şirketlerce kurulan ve işletilen müesseseler eğitim kurumunu,ifade eder.
İşveren adına hareket eden ve işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimselere işveren vekili denir. İşveren vekilinin bu sıfatla işçilere karşı işlem ve yükümlülüklerinden doğrudan işveren sorumludur.Bu Kanunda işveren için öngörülen her çeşit sorumluluk ve zorunluluklar işveren vekilleri hakkında da uygulanır. İşveren vekilliği sıfatı, işçilere tanınan hak ve yükümlülükleri ortadan kaldırmaz.Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.
Somut olayda; kazanın meydana geldiği madenin(ruhsat)sahibi TKİ asıl işveren,maden çıkarma işini üstlenen Soma Kömürleri A.Ş. alt işveren;varsa başka alt hizmetleri gören aracı şirketler taşeron-aracı konumundadır.
4857 Sayılı İş Kanunu'nun 2/VI. maddesinde asıl işveren-alt işveren ilişkisi "Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine dair yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur." şeklinde tanımlanmıştır. Asıl işveren-alt işveren ilişkisinde yasa koyucu konuyu işçi yararı yönünden ele almıştır. Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin en önemli sonucu her iki işverenin, alt işverenin işçilerine karşı birlikte sorumlu olmaları ise de, 4857 Sayılı İş Kanunu ile yapılan düzenleme bu ilişkiyi daraltıcı niteliktedir. Alt işveren, asıl işverenin vekili durumunda değildir. Asıl işverenle arasında istisna, kira, taşıma vb. sözleşme vardır ve yüklendiği işi asıl işveren adına değil, kendi adına ve hesabına, ayrı bir işveren olarak kendi işçileri ile yapmaktadır.
Alt işveren ilişkisinin varlığı için gerekli koşullar ise,
a- )İşyerinde işçi çalıştıranın asıl işverenin bulunması,
b- )İşin asıl işverene ait işyerinde yapılması,
c- )İşin işyerinde yürütülen asıl işe: mal ve hizmet üretimine dair olması,
d-)İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren bir iş olması,
e- )İşçilerin sadece asıl işverene ait işyerinde çalıştırılması, şeklinde sıralanabilir. Alt işveren ilişkisinde, asıl işverenin, alt işveren ile birlikte alt işverenin işçilerine karşı müteselsil sorumluluğu vardır.
Asıl işverenlerin alt işverenlerin sebep olduğu zarardan sorumluluğuna dair olaylarda asıl işverenin sorumlu tutulabilmesi için kusurlu olması aranmaz. Sorumluluk yasadan kaynaklanır.
Alt işverenin işçileri, alt işverenin ödemekten kaçındığı ücretlerini veya iş kazasından doğan tazminat alacaklarını asıl işverenden isteyebilirler. Asıl işverenle alt işveren, aralarında yaptıkları anlaşmayla bu kuralı bertaraf edemezler.
Asıl işveren, alt işveren ile birlikte iş güvenliği önlemlerinin alınmasından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğundan, davaya konu kaza sebebiyle meydana gelen ölüm ve yaralanmalardan asıl işveren kurum ile diğer alt işverenler birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
b) 4857 Sayılı İş Kanunu Madde 77
İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler.
İşverenler işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar. Yapılacak eğitimin usul ve esasları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
İşverenler işyerlerinde meydana gelen iş kazasını ve tespit edilecek meslek hastalığını en geç iki iş günü içinde yazı ile ilgili bölge müdürlüğüne bildirmek zorundadırlar.
c)6331 sayılı işçi sağlığı ve iş güvenliği kanunun 4 - 5. maddesi
Madde 4 – (1) İşveren, çalışanların iş ile ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede;
a) Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dahil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar.
b) İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar.
c) Risk değerlendirmesini yapar veya yaptırır.
ç) Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne alır.
d) Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri alır.
(2) İşyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan hizmet alınması, işverenin sorumluluklarını ortadan kaldırmaz.
(3) Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği alanındaki yükümlülükleri, işverenin sorumluluklarını etkilemez.
(4) İşveren, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin maliyetini çalışanlara yansıtamaz.
Madde 5 – (1) İşverenin yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde aşadaki ilkeler göz önünde bulundurulur.
a) Risklerden kaçınmak
b) Kaçınılması mümkün olmayan riskleri analiz etmek.
c) Risklerle kaynağında mücadele etmek
ç) İşin kişilere uygun hale getirilmesi için işyerlerinin tasarımı ile iş ekipmanı, çalışma şekli ve üretim metotlarının seçiminde özen göstermek, özellikle tek düze çalışma ve üretim temposunun sağlık ve güvenli olumsuz etkilerini önlemek, önlenemiyor ise en aza indirmek.
d) Teknik gelişimlere uyum sağlamak
e) Tehlikeli olanı, tehlikesiz veya daha az tehlikeli olanla değiştirmek.
f)Teknoloji, iş organizasyonu, çalışma şartları, sosyal ilişkiler ve çalışma ortamı ile ilgili faktörlerin etkilerini kapsayan tutarlı ve genel bir önleme politikası geliştirmek.
g) Toplu korunma tedbirlerine, kişisel korunma tedbirlerine göre öncelik vermek.
ğ) Çalışanlara uygun talimatlar vermek.
Tüm bu hususlar nazara alındığında gerek asıl işveren sıfatı ile TKİ'nin yetkililerinin gerekse altişveren sıfatı ile Soma Kömürleri A.Ş. Yetkililerinin kusurlu oldukları sabit olup soruşturmada bu hususların nazara alınmasını talep ediyoruz.
Keza MANİSA BAROSU olarak bu aşamaya kadar yaptığımız araştırma ve edindiğimiz bilgilere göre, olayın vuku bulduğu SOMA KÖMÜRLERİ A.Ş.'nin ve bu A.Ş.'nin bağlı olduğu SOMA HOLDİNG'in sahibinin ALP GÜRKAN olduğu yönündedir.Bu nedenle meydana gelen bu faciada ölen işçi sayısının 301 kişi olduğu ve kazada çok sayıda işçinin de yaralandığı dikkate alındığında bu olay nedeni ile toplumda infial oluştuğu sabittir.Medyada yer alan haberlerden holdingin sahibi ve patronu olduğu aşikar olan söz konusu şahıs hakkında bu güne değin herhangi bir işlem yapılmamış olması vicdanları yaralamakta olup, holding patronu ve işyeri sahibi olarak adı geçen ALP GÜRKAN hakkında da gerekli soruşturmanıon yapılmasını ve cezalandırılması için gereğini talep ediyoruz.
6331 zayılı İŞ KANUNU ve GÜVENLİĞİ KANUNUNUN 3. maddesine göre “Mesleki alma zorunluğu bulunan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde, yaşacağı işle ilgili mesleki eğitim aldığını belgeleyemenler çalıştırılamaz” AMİR hükmü söz konusudur.
Yine bu amir hüküm ile ilgili EĞİTİMİN bizatihi EĞİTİM BAKANLIĞININ nezaretinde yapılacağı ve bu eğitimi alan KİŞİLERE verilecek olan SERTİFAKALARIN MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ONAYLI olması gerektiği hususu 03.Temmuz.2007 tarih, 2007/17 sayılı BAŞBAKANLIK GENELGESİ ile 04.Temmuz.2007 tarihli RESMİ GAZETEDEN yayınlanmış bulunmaktadır.
Baromuzca yapılan araştırmada bir çok madende olduğu gibi toplu ÖLÜM olayının meydana geldiği madende çalışan İŞÇİLERİN anılan MEVZUAT hükümlerine UYULMAKSIZIN çılıştırıldığı TESPİT edilmiştir. Bununla ilgili mevzuat, genelge ve geçerli olmayan ONAYSIZ ve ne olduğu belirsiz kurs bitirme belgeleri eklidir.
BU İTİBARLA işbu MEZUAT HÜKÜMLERİNE uymaksızın BİLİNÇLİ bir şekilde söz konusu ÖLÜMLERİN meydana gelmesine SEBEBİYET veren ALP GÜRKAN ile belirttiğimiz şekilde kurs düzenlemeden işçi çalıştıran veya geçersiz belge veren KİŞİLERİN TESPİTİ ile haklarında KAMU DAVASI açılması için MANİSA BAROSU olarak SUÇ DUYURUSUNDA bulunuyoruz.
Keza söz konusu maden üzerinde Enerji Bakanlığı yetkililerinin denetim sorumluluğu mevcut olup, busorumluluğunu yerine getirmeyenler hakkında da gereğinin yapılmasını talep ediyoruz.
AYRICA : Yine İŞ GÜVENLİĞİ ile ilgili mevzuat hükümlerine göre ÖLÜM olayının meydana geldiği MADENİN bu olayın oluşundan GERİYE YÖNELİK olarak ilgili bakanlıklara bağlı İŞ GÜVENLİĞİ UZMAN ve MÜFETTİŞLERİNİN yaptıkları DENETİMLER sonucu verdikleri RAPORLARIN mahallinden İSTENİLMESİNİ, ve ayrıca bu raporları veren kişilerin İSİMLERİNİN TESPİTİ ile raporların İÇERİĞİNİN ölüm olayının MEYDANA GELDİĞİ MADENDEKİ DURUM ile ÖRTÜŞÜP ÖRTÜŞMEDİĞİNİN BELİRLENEREK,SORUMLULUĞU BULUNAN BU KİŞİLER HAKKINDA KAMU DAVASI açılmasını talep ediyoruz.
Yine TCK'nun 83.maddesinde Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçu düzenlenmiş olup,somut olayda şüphelilerin eylemi bir bütün olarak değerlendirildiğinde,meydana gelen ölüm ve yaralanmaların suçun tarifi kapsamında kaldığı görülmektedir.Zira bu madde uyarınca;
“ (1) Kişinin yükümlü olduğu belli bir icrai davranışı gerçekleştirmemesi dolayısıyla meydana gelen ölüm neticesinden sorumlu tutulabilmesi için, bu neticenin oluşumuna sebebiyet veren yükümlülük ihmalinin icrai davranışa eşdeğer olması gerekir.
(2) İhmali ve icrai davranışın eşdeğer kabul edilebilmesi için, kişinin;
a) Belli bir icrai davranışta bulunmak hususunda kanuni düzenlemelerden veya sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğünün bulunması,
b) Önceden gerçekleştirdiği davranışın başkalarının hayatı ile ilgili olarak tehlikeli bir durum oluşturması,
Gerekir.
(3) Belli bir yükümlülüğün ihmali ile ölüme neden olan kişi hakkında, temel ceza olarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine onbeş yıldan yirmi yıla kadar, diğer hallerde ise on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, cezada indirim de yapılmayabilir. (AĞIR CEZA MAHK.)”hükmüne yer verilmiş olup,süphelilerin eylemi Kasten öldürmenin ihmali davranışlarla işlenmesi niteliğinde olup,açılacak kamu davasında sanıkların bu madde uyarınca cezalandırılmasını talep ediyoruz.
Yine meydana gelen kaza sonucunda,ölüm ve yaralanmalar sonucunda mağdur olan vatantaşlarımızın tazminat hak ve taleplerinin güvence altına alınması için,söz konusu kazada kusuru bulunduğu açık olan Soma Kömürleri A.Ş. İle iş bu şirketin bağlı olduğu Soma Holdingin ve olayda sorumluluğu tespit edilen şirket yetkililerinin mal varlıklarına tedbir konulmasını talep ediyoruz.
T A L E P : Arz ettiğimiz sebepler ve resen nazara alınacak nedenlerle; soruşturma dışında kalmış tüm şüpheli ilgililerin tespiti ile iş bu elim ÖLÜM olayından dolayı haklarında T.C.K. 83 maddesinde yeralan “Kasten öldürmenin ihmali davranışlarla işlenmesi” hükümleri gereğince kamu davası açılmasına karar verilmesini Manisa Barosu adına arz ve talep ederim. 21.05.2014
Manisa Barosu adına
Başkan: Zeynel Balkız
Eki : İlgili mevzuat
Geçersiz belgeler.