Bazı ilk an'lar özeldir . Bir şeyler hissedersin ama ne hissettiğini çözemezsin . Ama bu karmaşık his çok çekicidir . Zaten hayatta insan bilmediği şeylerin üstüne gitmeyi çok sever , merak duygusu insanı en çok cezbeden şeylerden biridir . İlk yazışmada aldığın enerji bak şimdi seni ne kadar üzüyor . Hızlı başlamışsınız , sürekli yazışmalar uzun konuşmalar , sabahlamalar falan . Bir anda hayatının tüm detaylarını paylaşarak onu direkt hayatına sokmak istedin sanırım . Ama malesef ki bu kadar hızlı giriş , her şeyi de erken tüketmeye yol açmış . İlişkide biraz tasarruf etmek , biraz özlemek ilişkiyi canlı tutuyor ben böyle düşünüyorum en azından . Her neyse zaten o dönemler sınava hazırlanıyorsun , kafanı dersten kaldırabildiğin nadir zamanlar kendini ona veriyordun . Böylece "o" , sıkıcı derslerin , ardı arkası gelmeyen test sorularının kurtarıcısı kahramanı oldu . Seni eğlendiren , stres dağıtmanı sağlayan kişiye dönüştü bu arkadaş . Senden büyük olmasına söyleyeceğim bir şey , yok zaten kızların içgüdüsel olarak olgun erkeklere karşı bir olumlu yaklaşımı var ki bu da gayet mantıklı . Mezun olmuş iş hayatına başlamış insanlar da bir boşluğa düşer ama unutma bunu . O dönemler demek ki bu arkadaş iş temposunun yanına seni de ekledi . Ama bu noktada sana nasıl baktığını bilemiyoruz , onun düşüncesinde iki ihtimal var . Hayatının zevkli ve değerli kısmında olan Dilara mı ? yoksa işin haricinde yük olan "Dilara " mı ? Elbette ki çocuk da senden hoşlanmıştır veya sevmiştir . Sonuç olarak siz bir ilişkiye başlamışsınız ve çocuk da isteyerek başlamış buna . İlişkideki değer dağılımını ilişkinin de yönünü çiziyor aslında . Her iki tarafın da aynı değeri vermesi imkansız tabii ama arada bu kadar da fark olmamalı . Yani senin bahsettiğin şeylerden çocuğa verdiğin önem ortaya çıkıyor , karşı tarafın sana gösterdiği önem , ilgi , değer ise malesef baya eksik gözüküyor anlattıklarına göre . E tabi her insan verdiği değerin sevginin karşıığını görmek ister . Zaten aşk bir yarış gibi , yani sen her hareketin her yaptığınla onu daha fazla sevmeye çalışırsın , o da senden fazla sevmeye çalışır . Her neyse olaya dönelim , çocuk geldi gece kalacaktı ama bahsettiğin olay oldu . Atladı gitti bursaya . Burada bu olayların doğruluğuna inanıyoruz dimi ? Zaten doğru değilse bu hikaye orada bitmiştir . Neyse biz doğru diye devam edelim ,bu arkadaş bir ton karmaşık aile olayları ile geçirdi akşamı . Ertesi gün sen fotoğraf attın tepki yok , olmayabilir eğer çok sıkıntılı bir akşam geçirdiyse . Ama 2-3 gün sonra kuru bir teşekkür edilir bari . Eğer ki bu olay seni etkilediyse , 1 aylık sonraki süreçte de mi sürdü bu etki ? Bence burada bir ihmal , bir bahane olarak kullanma var . Bütün bu aile olaylarını sizin ilişkinize kesemez , fatura edemez . Çok açık bir şekilde bu arkadaşın düşünceleri hisleri değişmiş . Sonrasında tavırlarına yansımış bu düşünceler , daha sonrasında da can sıkıntısından yapmam dediği şeyleri yapmış . Bir insan zaten aniden değişemez , kademe kademe belli bir süreye yayılarak değişir . Ayrıca madem bir şeyleri farklı düşünmeye başladın , açarsın telefonu böyle böyle anlatırsın sevgiline . Ve üzülerek söylüyorum ki bu arkadaş kendince "vicdan" yapmış . Kendi aklınca senin sınav sürecini etkilememek için beklemiş , sınavlar geçtikten sonra da anca "2 saat" dayanabilmiş . Bütün o sahte yazışmaların sonunda acı bir ayrılık . Sonra geçen ayrılık süreci normal ve standart . Ama insan bir karar verdikten sonra illa ki pişmanlık yaşıyor . Her karar bir pişmanlık içerir , her seçim bir vazgeçiştir diye sözler de var zaten . Sadece pişmanlığın belli bir derecesi oluyor . Bazen az pişman olursun o yüzden geri dönmezsin kararlısındır . Bazen de o kadar pişman olursun ki geri dönersin düzeltmek isterken daha fazla içine edersin . Sonra bir daha denediniz ve artık sağlık problemleri de işin içine dahil oldu . Kalp sorunu ciddi bir sorun , üzüldüm bu arkadaş için umarım sağlığına kavuşur . Ama ilişkide bunu hesaba katarak hareket edemezsin dilara , yani bir şeyi sırf o hasta diye yapamazsın veya gözden gelemezsin . Zaten o da böyle yapmanı istemez . Doğru olan neyse , hak ettiği neyse öyle davranman gerekir . Sen çocuğun yanında gözlerini kapatıp hayaller kurarken , gözlerini açtığında o yanında olmamış . Senin içinde yaşadığın heyecanın ne kadarını sahipti bu arkadaş ? Ben tamamen anlattıklarına göre konuşuyorum ve malesef senin heyecanına , sevgine , iyi niyetine yazık olmuş . Sen çocuğun kafasındaki soru işaretlerine çözüm olmak istiyorsun , o seni problem olarak görüyor . Bütün durum bu . Şimdi bu arkadaşın da kafası elbette ki karışıktır . Sağlık sorunları , kalp sorunları derken psikolojisi iyi durumda olmayabilir . Ama bunlar bahane edilemez çünkü sen ondan ekstra bir şey talep etmiyorsun ki . Yani desen ki beni oraya götür buraya götür gezdir , sürekli ara ilgilen benimle , şunu yapma bunu yapma vs vs . Aslında bence bu arkadaş sadece boşluklarını doldurmak istiyor , kendini birine bağlamak istemiyor . Aidiyet duygusu barındırmak istemiyor bu arkadaş . Ayrıca söyledikleri ve yaptıklarının uyuşmaması karakterinde sorunlar olduğunu belli ediyor , bu konuda sana katılmıyorum . Ki "seni seviyorum" cümlesinin bu kadar boş kullanılması da beni sinirlendiren şeylerden . Alışkanlık nedir , yokluğunu aramaktır . Yokluğunu aradığın bir şeyden nasıl soğursun ? O kadar büyük ve ters bir durum olacak ki alışkanlık nefrete dönüşecek ancak böyle soğursun . Mesela sen kalkacaksın aldatacaksın , o zaman alışmaya başladığın kişiden nefret eder , soğursun . Özetle yazık olmuş senin duygularına , hak edilmemiş duygular olarak kalmışlar , üzüldüm .
Son olarak sana gelelim , bu duygu rüzgarında çok yanlış yapmışsın . Kendinden , kişiliğinden ödün vermişsin . Ama kızamıyorum çünkü gerçek sevgi ,aşk böyle bir şey zaten . Ama Dilara hayatının en önemli kararı böyle olaylara meze mi olmalıydı . İdeallerin , hayallerin böyle bir şeyin etkisiyle mi belli olacaktı ? Her neyse olan oldu , geçmişi değiştiremezsin . Şimdi önünde biraz sancılı bir dönem var . Burayı atlatman gerekiyor , bunu da okula odaklanarak yapabilirsin . Yalnız bu süreçte bu arkadaş seni yoklayacaktır haberin olsun . Ona karşı vereceğin tepkiler , hareketler de sana kalmış . Bir kere taviz verirsen aynı şeyleri yaşarsın . Herkesin sorunları olabilir benim de var , senin de var herkesin var . Önemli olan bunları ilişkiye yansıtmamak . Ben arkadaşlarıma da bunu söylüyorum , biz psikolog değiliz karşımızdakinin sorunlarını çözmek zorunda da değiliz . İnsanlar birbirini mutlu etmek için destek olmak için ilişki kuruyorlar . Böyle işte benim düşüncelerim .