Havuz kenarında en iyi yerler kapılmış olduğundan otelin sahiline indik. Sahil, havuz kenarı gibi kalabalık değildi. Bir yerde de böyle yapmamız iyi oldu, dün geceden kaldığımızdan havuz kenarında çocuk gürültüsü çekecek durumda değildim. Şezlongları ayarlayıp güneşlenmeye başladık. Güneşlenirken etrafa bakınıp duruyordum ve bazı üstsüz güneşlenenleri de çaktırmadan seyretme imkanı bulmuştum. Akşamüstüne doğru tekrar yüzmek için denize girmeye karar verdik. Ayakta dikilip Naz’ı beklerken gözüme biraz önümüzde yatan çift takıldı. Eşi üstsüz, yanlamasına doğru yatmış kitap okuyordu. Bikinisin altı pozisyonundan dolayı karnından ayrılıp biraz aralanmıştı. Öyle bir açı vardı ki bikini bölgesindeki tüylere kadar gördüm. Turist kadının o görüntüsü beni azdırmaya yetmişti. Bir süre yüzdükten sonra çıktık ve kendime bira alıp güneşlenirken içmeye başladım. Eşim yüzüstü yatmış, bikini ipi iz bırakmasın diye çözmüştü. Sırtı güneşin altında parlıyordu. Bir an Naz’ın da özgürce güneşlenmesini söylemek geldi içimden ama bir türlü söyleyemiyordum. Açıkçası tepkisinden çekiniyordum. Cesaretimi topladığım bir anda soruverdim. Tahmin ettiğim gibi ilk başta itiraz etti. Şaka yaptığımı düşünüp gülüyordu. Ama pes etmemeye kararlı idim. Ciddi olduğumu anladığında utandığını söylerken ısrarımda devam ediyordum. Nihayet ikna edebilmiştim, utana sıkıla doğruldu. O esnada göğüsleri uçları gözükmese de karşımda duruyordu. Kaşlarımı yukarı kaldırıp daha fazla gibilerinden ısrar ettim. Etrafına bakınıp herkesin kendi halinde takıldığını görüp yavaşça yan dönüverdi. Tam sırtüstü yatsana diye teşvik ettim ve sonunda dediğimi yaptı. Artık Naz karşımda üstsüzdü. Bu halini ölümsüzleştirmek için elime fotoğraf makinasını aldım. Eşimin bu hali beni çıldırtmaya yetmişti, kalbim güm güm atıyordu. Sahilde eşim üstsüz güneşleniyordu ve rüyamda görsem inanmayacağım bir şeyi yapıyorduk. Sanıyorum yarım saat kadar böyle sürmüştür. Güneşin batmasına yakın insanlar birer birer sahilden ayrılmaya başladı. Yakınımızdan geçen bir iki çiftin erkekleri eşime bakışlarını yakaladıkça böyle bir kadınla evlendiğim için gurur duydum. Ardından bizde toplanıp odamıza döndük. Akşam yemeği için odamızdan ayrılırken artık eşimin kilotunu giymediğini biliyordum. Dün geceyi tekrar edip yemekten sonra gene bar kısmına geçtik. Bir iki kadeh içtikten sonra otelin çeşitli kuytu yerlerinde ve iskelesinde de ortam oldukça Naz’ı fotoğraflamaya devam ettim. Tatilimiz devam ediyordu, öğlen sıraları yüzmekten yorulmuştuk. Karnımızı doyurmak için Naz ile beraber gözleme yapan kadınlara gittik. Sıramızı beklerken az ötedeki geçici dövme yapılan bölümü gördüm. Naz omuzuna gerçek martı dövmesi yaptırmak istediğini söyler ama bir türlü cesaret edemezdi. Atıştırırken, Naz’a -"Bak şurda ne var?" diye işaret edip geçici martı dövmesi yaptırabileceğini söyledim. İşimizi bitirip dövmecinin yanına geçtik. Merhabalaştıktan sonra nasıl bir şey istediğimizi söyledik. Naz desen kataloguna bakarken, ben de bilgi alıp, adamın sağa sola yapıştırdığı, dövme yaptığı kişilerin fotoğraflarını inceliyordum. 40’lı yaşların başında efendi birini benziyordu. Nihayet Naz beğendiği martıyı bulup gösterdi. Eşim, tabureye oturduktan sonra dövmecinin uyarısıyla, mürekkebin bulaşmaması için saçına tokasını takıp, bikinisinin boynundaki ipini eliyle yana doğru çektirdi. Geçici dövme yapılırken -"Göğsüne de küçük bir tane gül şeklinde yaptıralım karıcım.." diye oldu bittiye getirdim. Aynada yapılan dövmeyi inceledikten sonra gül desenlerine baktık. Uygun bir tane seçip yine yerine geçti. Dövmeci şimdi de önünde doğru yeri bulana kadar taburesini çekiştirdi. Eşim bulaşmaması için sol göğsündeki bikinisini yana sıyırıp alan bıraktı. Bu hareketiyle göğsünün büyük kısmı dışarı çıkmıştı. Dövmeci sol elinin baş ve işaret parmaklarını kullanıp çizim için deriyi gerdirdikçe, göğüs ucunun kırmızılığı da bikinisinden taşıyordu. Sahilde üstsüzken tahrik ediciydi ama bu çok daha farklı, fazla erotikti. Adamın hemen dibinde, elleri göğsünde hareket ettikçe sanki onu okşuyormuş gibi duruyorlardı. Bu sahne beni kudurtmaya yetmişti. Güneşlenmeye dönmek yerine odaya kendimizi zor attık. Sahile geri döndüğümüzde kalabalık azalınca eşim yine bikinisinin üstünü çıkarttı. Çok geçmeden kısa boylu, kel kafalı abazanın teki musallat oldu. Uzaktan da olsa etrafımızda dolanmasını fark ettiğimden olayı sonlandırdık. Benim anladığımı hissedince de ortadan kayboldu. Akşam yemeğinden sonra sahilin üstünde yer alan bir bölüme geçip bira içmeye başladık. Gece ilerleyen saatlerinde, kahkahalarından, çıkarttıkları su seslerinden birilerinin denize girdiği dikkatimizi çekti. Tam seçemediğimiz için sohbetimize devam ederken bir süre sonra yanımızdan ıslık ve şen şakrak halde 2 turist çift geçip gitti. Gece denize girmek beni oldum olası korkutur ancak Naz girmek için ısrar edince kırmak istemedim. Odamıza dönüp denize girmek için giyindik ve havlularımızı alıp çıktık. İskelenin ucuna varınca Naz hemen tshirtünü, terliklerini çıkartıp, denize atladı. Cesaretimi toplayıp ardından suya girdim. Naz, ilerdeki dubalar üstünde duran platformu gösterip -"Hadi önce kim varacak?" der demez yüzmeye başladı. Platforma ulaşıp üstüne çıktık. Üstünde soluklanırken, Naz tekrar suya atladı ve merdivenin yanına geldi. Belden yukarısı suyun üstünde tutunurken bana elini uzatıp -"Sakın kaybetme “ diyerek bikinisinin altını elime tutuşturdu. -"Çıplak yüzmeyi oldum olası yapmak istemişimdir “ dedi ve gülümsedi. Suyun karanlığı beni rahatsız ettiği için 10 dakika kadar daha durup, çıkmak istediğimi söyledim. Tekrar bikinisinin altını giyip iskeleye döndük. İkimizde bu tatilden çok keyif alıp eğlenmiştik. Kışı da fırsat yakaladıkça yaz gibi heyecanlı yaşamak için karar vermiştim. Kurduğum hayalleri fantezileri ya eşimle paylaşacak veya söylemeyip sıradan bir ilişki içinde olacaktık. Otelde bana eşlik edip, bu kadar tahrik olacağını hiç tahmin etmemiştim. Düşünüyorum da Kadınların bir çok benzer tahrik olduğu durum olsa da adetlerimizden, yetiştirilme tarzlarından dolayı iç dünyalarını gizlemek zorundalar. Kıskançlıktan ötürü çoğu erkek öğrenmek istemez, yokmuş gibi onları robot gibi bilmeyi yeğler. Bizim nasıl günlük yaşamımızda etkilendiğimiz kadınlar oluyorsa onların da oluyordur. İşte bu gizli hazineyi bulmak için gerekli harita elimde; hazine sandığının anahtarını çevirmek veya çöpe atmak ise bana bağlı. Ben, anahtarı çevirmeyi seçtim ve oyunlarımı onla birlikte oynama kararı aldım. Beraber porno filmleri seyrederken eskisi gibi yorumsuz seyretmiyor, Naz’a -"Bu kadın sen ol, bu adam da ben olayım “ demeye başladım. Ardından üçlü, çift çifte sahnelere de taşıdık. Eşim ilk başlarda sert tepki verdi. Bunu sadece ilişkimizi renklendirmek adına yaptığımızı sakin sakin izah ettim. Eşimin daha çok ıslandığını, heyecanlandığını fark ediyordum. Yatak odamızda da fantezilere ağırlık vermeye başladık. Naz’ın tek karşı çıktığı seçilen kişilerin normal hayattan tanıdığımız insanlar olmasıydı. Buna tepki verince ilk ve son kez denemiştim, sonrasında bir daha görme ihtimalimizin olmadığı kişileri veya hayali tipleri seçtik. Favorilerimiz arasında da yazın yaptığımız tatilde tanıştığımız genç garson oluyordu. Barda kimse kalmamış, garsonu davet ediyoruz ve birlikte son bir içki içiyoruz. Finalde de o mekanda üçlü seks yaptığımız ile ilgili şeyler üretmeye başladık. Gerçekçi olması için ten hassasiyetinde penis bile satın aldım. Garson içindeyken bana oral seks yapıyordu. Benzer bir dolu fantezi kurup cinsel hayatımızı renklendirmeyi başarmıştık. Başlarda kurguyu sadece ben yapıyordum. Alıştıkça kendi de eklentilere başladı ve sonunda Naz’da senaryolar uydurmaya başlamıştı. Ayrıca internette bir mail adresi edindim. Neredeyse internetin tamamını oluşturan çoluk çocuk veya abazan tayfasından olmayan evli ve seviyeli iki ayrı çiftle de mail yoluyla sanal dostluk kurduk. Birbirimize düşüncelerimizi, fantezilerimizi anlatıp yorumlar yapıyorduk. Resim alışverişinde bulunuyorduk. Hoşumuza giden fantezileri olursa onları da deniyorduk. Beğendiklerimiz arasında masaj yaptırmak ile ilgili yazılarını okumuştuk, buna yatak odamızda sıklıkla deniyorduk.