Notes

Komsu kizi 8

Herkese merhaba dostlar komşu kızına ayarı verdim hikayesinin 8. Bölümü ile devam ediyorum eğer bundan önceki bölümleri dinlemediyseniz o bölümleri dinleyip tekrar bu videoya dönebilirsiniz. Kaldığımız yerden devam ediyorum keyifli seyirler.



En sonunda biraz zütü toparlayıp kapının önüne çıktım. Meryem'i görürsem, tekrar onunla konuşacaktım. Meryemin dershaneden gelmesini beklemeye başladım

Nihayet Meryem geliyordu, kulağında kulaklık tek başına hızlı hızlı yürüyordu. Sağı solu kestim, direk yanına fırladım. Beni gördü, ama görmemizlikten gelip yürümeye devam etti. 3 defa Meryem dedim. Yine iplemeyip yürümeye devam etti. Ulan ayar oldum, yürürken arkasına takıldım. Kulaklığını çıkartıp;

Beni duyuyor musun dedim.

Meryem kulaklığı tekrar taktı, yürümeye devam etti. Ben yine gittim çıkarttım, lütfen konuş benimle dedim. Meryem kafasını çevirip, Yine ne istiyorsun?'dedi.
-
Bir şey istemiyorum, senden özür diliyorum Meryem. Yapmamam gerekirdi dedim.
-
Ya Kutsal, sen benim sevgilim bile değilsin. Bunu yapmaya nasıl cesaret edebiliyorsun? Bu olanları sizinkilere veya bizimkilere anlatsam neler olacağını çok iyi biliyorsun. Bundanda mı korkmuyorsun dedi?
-
Korkmadım desem yalan söylemiş olurum. Ama elime böyle bir fırsat geçse yine yaparım dedim.
-
Bunu bir daha yapmana izin vermem zaten Kutsal dedi.
-
Peki.. Seni hala seviyorum yalnız dedim.

Ben artık seni sevmiyorum, sana biraz sevgi besliyordum önceden. O da bu saçma sapan haraketinle bitti dedi!
-
Ne olacak peki dedim?
-
MYine eskisi gibi olacaz, Beni eskiden nasıl görmezden geliyordun, şimdi de öyle devam et dedi.
-
Bu saatteden sonra hiç bir şey eskisi gibi olmaz, Meryem dedim.
-
Sen bilirsin, böyle devam edersende olacaklara katlanırsın. Umrumda değilsin artık dedi.
-
Çok sinirlendim, bir küfür ettim orada. Buraya yazmak istemiyorum beyler, hassas bir küfür diyim kısaca. Meryem yüzüme tükürdü. Ben hiç bir şey yapmadım sadece, gibtir git dedim. Meryem'e ettiğim küfür onu çok kızdırmıştı, bana bu kadar şerefsiz olamazdın, bunuda başardın diyip gitti.


Anasını avradını gibeyim, içimden hala küfür ediyorum. Çok ayar oldum beyler, sinir seviyem maximum'da. Eve geçtim, bizimkiler yemek yiyordu. Hiç yemek yiyesim yoktu, ama anamla abim zorla çağırdılar bende oturdum masaya, babam hiç sesini çıkarmıyor. Abim neredeydin lan yine diye sordu, bende kapının önündeydim dedim. Babam bana kaşlarını çatıp baktı, ama bir şey demedi. Babam bi taklar döndüğünü anlamıştı. Babam bana bir şeyler soracağı belliydi.

Sofradan kalkıp, abimin telefonunu istedim. Mustafa'yı aradım, açtı. Neredesin lan? dedim. O da eve yeni gelmiş. Gel dışarda buluşak dedim, yorgunum bize gel otururuz dedi. Bende çıktım Mustafa'nın yanına gittim.

Soner amcalara selam verdikten sonra Mustafa'yla balkona çıktık. Yaktım bi sigara, tüm olanları anlattım. Beni can kulağıyla dinliyordu, Mustafa ilk başta şaşırdı, bu kadar yapacağımı o da tahmin etmiyormuş. Sonra bana gülüp, Kız babasına söylemediğine dua et dedi.

Mustafa'yla biraz daha lak lak edip kalktım, eve gittim.

Abim kapıyı açtı girdim içeriye, banyoya girip çıktım.

Biraz bilgisayarda takıldım, 40 yılın başı facebooka girdim. Sör yaparken birden aklıma dank etti, ben bu Meryem'in profiline niye hiç bakmıyorum, hemen arama butonuna Meryem'in adını soyadını yazıp arattım. Hemen ilk sırada çıktı, tıkladım profiline 3 ortak arkadaş!

Kimmiş lan bu 3 ortak arkadaş diye baktım. Biri Mustafa, diğeri abim. Diğeri ise Meryem'le eskiden ortak bir arkadaşımız, hemen girdim fotoğraflarına baktım. Toplam 12 profil fotoğrafı var. Biri Şehitler için siyah kurdale, diğeri Soma için. Yani 10 tane kendi fotoğrafı var, yuh dıbına koyim benim bile 6 fotoğrafım vardı. Neyse ayar oldum bu kadar fazla fotoğraf atmasına ama elden ne gelirdi. Meryem'in bazı fotoğraflarını, müstehcen diye şikayet ettim. Aslında müstehcen falan değildi, ama facebook'u kapansın kullanmasın dedim. Tabi facebook giblemedi beni, kapanmadı profili.

Ben didik bakıyorum, hakkında kısmına baktım. ilişki durumu gözükmüyordu, cinsiyeti Kadın yazıyordu. Bu sefer fotoğraflarına yorum yapanlara baktım, bir tane huur çocuğu çok dikkatimi çekmti. Her fotoğrafın altına yorum yapmış. Profiline girdim, belki akrabasıdır falan diye bakayım dedim. Hiç bir yakınlığı yok.

bine hemen mesaj yolladım, Lan hur çocuğu seni bulursam giberim. Nerede oturuyon lan sen 'diye gönderdim. Ondan gelecek cevabı beklerken, Meryem'in profilini incelemeye devam ettim.

Bu sefer Meryem'in fotoğraflarını kimler beğenmiş diye baktım, her fotoğrafa tek tek. Dıbına kodumun Mustafası 4 fotoğrafını beğenmiş. Abim hepsini beğenmiş. Lan abime sinir oldum, muallağa 2 tokat atıcaktım vazgeçtim. Lan hadi 2-3 fotoğrafını beğensen neyse, hepsini beğenmek nedir

Abimin profiline girip şikayet ettim bini, başka birini taklit ediyor diye. Mustafayada senin dıbına koyim yazdım. Sövdüğüm bin hala mesaj atmadı, biraz daha bekledim yazmasını. Baktım yazacağı yok. Meryem'e arkadaşlık isteği atsam mı? Atmasam mı diye düşündüm. Ama attım sonrasında, herşeyinden haberim olması lazımdı.

Yavaş yavaş uykum gelmeye başladı, bende bilgisayarı kapatıp uyudum. Sabah kalktığımda bizimkiler kahvaltı yapıyordu bende kahvaltı yapıp o sövdüğüm bin mesaj atmış mı diye bakmak için hemen bilgisayarın başına geçtim.

Beklediğim mesaj gelmiş, bana yazdığı mesaj; sen kimsin oğlum artı küfür,

Tekrardan yazdım bu bine, anasının dıbına soktumun evladı, bana adres ver gelip seni gibmeyenin anasını bacısını gibeyim yazdım.
-
O da; gel antepe oç numaranı yaz yazmış. Lan birden beni gülme tuttu, sonra Meryem bu antepli huur çocuyla niye arkadaş dedim?

Bende telefon numaramı ve ev adresimi yazıp, ana bacı sövdüm. O da tamam bekle yazmış. Ben o huur çocuğunun 1 saat aramasını bekledim, sinirden yumruklarımı ısırıyorum. Bu binin arayacağı yok diyip, tekrar açtım facebookumu, beni engellemiş.

Meryem'in profline girdim. Arkadaşlık isteğime daha yanıt gelmemiş. Meryem'e de sövdüm kendi kendime sinirden. Kapatıp çıktım evden, geçtim kaldırımda oturdum. Baktım beni Mustafa arıyor.
Nerdesin şurdayım geliyorum klasik muhabbet.

Kapadım telefonu, 3-4 dakikaya Musti geldi. Baktım marlboro almış, hemen sordum, karı mı satmaya başladın lan pekekent diye. ikram etti,
-
Mustafa gülerek yok dıbına koyim, o gün amcama yardım ettiğimde harçlık verdi dedi

Başka konulardan, mevzulardan konuştuk. Sonra kalkıp, Salih abi diye bir avukat var mahallemizde, iyi bir abidir. Onun yanına gittik, adam güvercin hastası. Damında sürekli güvercinlerle ilgileniyor. Onları uçuruyor, besliyor falan filan. Onu damda gördüğümüz zaman yanına gider sohbet ederiz. Mustafa'da kuş meraklısıdır. Neyse kalkıp yanına çıktık Salih abinin

Bizi kola aldırmaya gönderdi. Tekrar in 3 kat aşağı, Mustoyla kolayı alıp tekrar çıktık. Kola içip, sohbet ediyoruz, Salih abi bize gibtiği karıları anlatıyor. Mustafa muallağı ağzı açık dinliyor. Ulan dedim, yıllardır yanımda bir playboy salih abimiz var dedim kendi kendime. Ama adam yalan söylemiyordu beyler, fazla yakışıklı olmasada adamda dil vardı, avukat zaten adam. Çok güzel konuşuyordu, ne zaman yanına çıksak Mustafa'yla onun konuşmalarını pür dikkat dinliyorduk. Akıcı bir konuşması vardı kısaca, Salih abi'de bizim mahalleden ama öyle herkesle muhattaplığı yok, adam evli birde dıbına koyim.

Neyse Salih abinin konuşması bitene kadar bekledim. Meryem'i nasıl geri kazanabilirim diye soracaktım. Tabi Salih abinin Meryem'den falan haberi yok, ona bunu anlatsamda bir şey demez. Diğerleri gibi değil, farklı bir adam vesselam. Neyse Salih abi'nin yine gevezeliği tuttu sonunda lafını bölüp, abi seninle çok önemli bir şey konuşacam. Ama aramızda kalsın olur mu? dedim. O da gülüp, bana evlenme teklifi mi edecen lan dedi. Bende güldüm, neyse hemen ne olup bitti anlattım.

Önce bana çok salaklık ettiğimi söyledi, tekrardan seninle konuşmasını istiyorsan eşşekler gibi pişman olduğunu belli etmemi söyledi. Kıza hediyede al, kuru kuru özür dileme dedi. Ulan bende Salih abimiz, tecrübelidir, ayık adamdır dinleyelim dedim. Ve dediklerini Meryem'in üzerinde uygulamaya karar verdim. Biraz daha başka şeylerden konuştuk, sonra Mustafa'yla indik aşağıya. Tekrar bizim evin önüne oturmaya gittik. Salih abinin dedikleri aklıma yattı. Lan dedim ben bu kıza ne alacağımı sormadım diyip, tekrar Salih abinin yanına çıktım. O da ben ne bileyim lan, onuda kendin bileceksin. O kadar yıldır sen tanıyorsun pekene dedi. Sonra tekrar aşağı inip, Mustafa'nın yanına gittim. Mustafa'ya sordum, o da bilmem dedi. Ulan bende bilmiyordum, ben bugüne kadar anneme bile hediye almamış bir insanım. Anlıyacağınız ilk defa bir hediye alacaktım beyler.

Biraz daha düşündükten sonra, aklıma yine bir tak gelmedi. Gittim Mustafa'yla birlikte bir çiçekciye, Karanfiller aldım, bilmiyorum niye karanfil aldım Neyse ellerimde karanfiller, mahalleye doğru gittik bizim eve geçip yemek yedik. Birazda bilgisayara geçip, Mustafa'nın feysini açtırdım, mesajlarına baktım muallağın. Herkese selam yazmış züt, ama yinede 3 tane kızla konuşuyordu. Vay geleceğin playboy'u diyip taşşak geçtim. Feyste 3 kızla konuşuyor ama dışarda bi kızla konuşmuyor, internet böyle değişik bir yer işte beyler.
-
Neyse saat 5 gibi tekrar çıktım kapının önüne, karanfilleri soteye koydum. Meryem'i gördüğümde verecektim. Mustafa'yı göndermedim, çünkü heyecanlıydım beyler. Neyse saat 6 gibi Meryem'i gördüm. Yavaş yavaş geliyordu, yine kulağında kulaklık tek başına geliyor. Mustafa'yı hemen içeri yolladım. Zaten kız benle konuşmuyor, bir de yanımda Mustafa'yı görürse hiç konuşmazdı. Soteye koyduğum karanfilleri çıkarttım, arkamda tuttum. Onun gelmesini beklemeye başladım.

Meryem'in gelmesini bekleyene kadar, neredeyse karanfiller solacaktı. Kaplumbağa gibi yürüyordu anasını satayim. Beyler abartmıyorum, Salih abi pişman olduğunu belli et diyince, gözlerimi yaşarttım. Gözümü ebesinin dıbı gibi açıp parmaklarımı hafifce değirdim gözlerime. Gözlerim yaşarmaya başladı haliyle, biraz duygusal badboy gibi görünmeliydim. Parmaklarımı değdirince gözlerim yanmaya başladı, Ama çok iyi olmuştu, iyice sulanmıştı gözlerim. Meryem karşı kaldırımdan gidiyor bu arada, normalde bizim evin önünden geçerdi. Ama beni görünce geçmiyor artık tabi onun yerine karşıdan geçiyor. Bizim eve yaklaştığı vakit, hemen hızlı hızlı karşıya geçtim. Meryem'in yolunu kestim. Yüzüme bakmıyor yine kulaklığı çıkartmadı, Dur dedim seslice. Gitmek istesede müsade etmedim.
-
Meryem bu sefer kulaklığı kendi çıkarttı. Bağırarak,

NE VAR dedi.
-
Niye durmuyorsun kuzum dedim
-
Kuzum diyince şaşırdı beyler, benden böyle bir kelime beklemiyordu.
-

Meryem Arkanda ne saklıyorsun sen dedi
-
Elimi arkadan çekip, Karanfilleri ona doğru uzattım;

Bunlar sana özür hediyem dedim.
-
Meryem bi bana baktı, birde karanfillere.
-
Bende, elimi havada mı bırakacasın Meryem? dedim.
-
Niye alıyorsun bana karanfil dedi?
-
Meryem senden tekrar özür diliyorum, yine sadece eskisi gibi olmak istiyorum dedim.
-
Meryem, aldı elimden tüm karanfilleri, teşekkür etti. Kokladı karanfilleri, 1 tanesini diğer eline aldı. Gerisini yere atıp çiğnedi. Lan bende baka kaldım, napıyon oç diyorum içimden. Elinde diğerlerinden ayırdığı tek bir karanfil kaldı, onuda koklaya koklaya gitti. Giderken, şimdi sen gibtir git lan dedi.

İçimden senin dıbına koyim dedim, lan ne hayallerle vermiştim. Bir de çalışmadığım halde o kadar para vermiştim.

Mustafa'da kapıdan bizi izliyordu, Meryem'in gittiğini görünce yanıma fırladı.

Mustafa, ne oldu lan dedi
-
Tam bir huur çocuğu bu kız dedim
-
Gel la gel, hadi içeri geçek dedi.
-

Mustafa'yla içeri geçip salona oturduk. Mustafa hiç bir şey demiyor, bende konuşmuyorum. Moralim bozuldu olanlardan sonra. Mustafa biraz daha oturdu sonra kalkıp gitti, yemeğe kal dedim kalmadı. Bende o gidince uzandım. Meryem'den gıcık kapmaya başladım, hala sövüyorum içimden. Annem bakkalla git diye seslendi. Ulan annemde bir depresyona girdirmiyor insanı, yok oraya git buraya git. Evde oturmanın zararları hep bunlar.

Neyse bakkala gittim geldim, yavaş yavaş abimle, babam gelmeye başladı. Yemeğe oturduk, abim bana sana iş ayarladım, yarın benimle geliyorsun dedi. Direk yok dedim. Ayarladığı işte garsonluk, küçümsemiyorum mesleği ama ben çalışacak olsam 1 ton yerde amelelik yaparım. Abim ısrar edince, sövdüm. Tekme çaktı bana, bende bir şey yapmadım, geçtim balkona sigara yaktım. Bizimkiler içeride takılıyor.

Kendi kendime bu Meryem'le konuşananın, özür dileyenin anasını gibeyim bir daha, diyerekten söyleniyorum.

Sigarayı içip içeriye geçtim, bizimkiler yine hep birlikte televizyon izliyor. Sıkıntıdan kumandayı alıp kanalı değiştirdim. Değiştirir değiştirmez hepsi bana bağırdı. Kumandayı aldılar elimden, içimden iyi dıbına koyim bende bilgisayara geçeyim dedim. Bilgisayarda takıldıktan sonra kapattım vurdum kafayı yattım.

Aradan 2 gün geçti, unutmaya çalışıyorum Meryem'i. Ama boş boş durdukca, aklımdan çıkmıyordu. Sevdiğim bir insanın bu hareketleri bana ağır gelmişti. En sonunda evde yat-kalk bunaldım iyice, abim akşam geldiğinde konuştum. Abi bana ayarladığın iş nerede, gidip çalışacam dedim. Bizimkiler çalışacağımı duyunca çok sevindi lan, babamın taktirini ilk defa aldım. Neyse abimle sabah birlikte gittik, restoran sahibiyle konuştum.

Sabah 10, akşam 10 dedi muallak patron. Ama nerede yalan dıbına soktumun evladı, çalıştığım süre boyunca hep mesaiye kaldım. Mesai parasıda vermiyordu gevşek. Neyse beyler komi olarak işe başladım, daha garson bile değilim lan. Abimde az ileride bir otelde çalışıyor. Ama benle alakası yok tabi, orada abimin bir arkadaşı var o vasıta oldu diyelim.
--
Neyse ilk 2 gün biraz zorluk çektim, ama alışmıştım sonrasında. Orada çalıştığım sürece boyunca güzel geçti beyler yalan yok, eğlenceliydi. Hele bir şefimiz vardı ismail abi, adam Cem yılmaz'dan 2 dakka sonra doğmuş, felaket komik bir adam. Arada sırada ismail abiyle, iş bittiğinde sahile gider içerdik. İsmail abi'nin evi, restoranın üst katında küçük bir oda diyim size. Orada takılıyor, hayat hikayesi çok acıklıydı. Burada yazmayacağım ama, anlattıklarından etkilenmemek mümkün değildi beyler. Adam o kadar kötü şey yaşamasına rağmen çok eğlenceli, neşe doluydu.

Neyse aradan 3 hafta geçti, bu arada günlük 45 lira alıyorum. 50 lira bile değil, son 1 hafta iş saatleri aksamaya başladı. 10'da çıkmam gerekirken gece saat 2'yi 3'ü buluyordu. Bizim muallak patron, vardiyalı elaman çalıştırmıyordu, müşteri gelirse kapatmıyordu dükkanı. Bizde eşşek gibi çalışıyorduk mecbur. Son gün saat 4.5 çıktık, uykusuzluktan geberiyorum, bizim patron gitmiş ismail abiye bırakmış dükkanı, herkes neredeyse kırılıyor yorgunluktan. Artık sıkılıp giberler işini ben gelmiyorum bir daha diyecektim. ismail abi'nin hatrına kaldım. Son müşterilerde gittiğinde, hemen kapadık. ismail abi günlük yevmiyelerimizi dağıttı. ismail abiyle konuşup, gelmeyeceğimi söyledim. Kalmamı çok istedi ama ben artık soğumuştum işten. Patron ilk başta konuştuğu gibi davranmayıp pekenet olunca, hiç çalışasım gelmedi. 3 haftanın sonunda ayrıldım işten beyler.

Bizimkiler işi bıraktım diye kızdılar, ama anlatınca hak verdiler sonunda. Artık yine evdeydim beyler, askere kadar kesin çalışmayacam diyordum.


Evet arkadaşlar 8.bölümün sonuna geldik bir sonraki bölüm için like atmayı unutmayın ayrıca abone olup bildirimleri açarsanız yeni videolardan ilk sizin haberiniz olur yeni videoda görüşmek üzere esen kalın.